Pir Sultan Abdal der ki; “Can gövdeye yük
Pir Sultan Abdal der ki;
“Can gövdeye yük
Dünya insana mülk değil” demiş demesine ama kimin umurunda. Galiba siyasilerimiz ölen öldü. Kalan sağlar bizimdir mantığında. Baksanıza can pazarının yaşandığı ülkemizde siyaset yine deprem gündeminin içine etti. Üstelik tam bir üçüncü dünya ülkesi mantığı ile. İçimiz dışımız siyaset olmuş maalesef. Öyle ki depremi unuttuk. Basın bile hemen o tarafa döndü. Hem de her gün artçı depremlerin korku tünelinde can korkusu yaşarken. Hala insanlar perişan dışarda bir suya ve çadıra muhtaç iken.
Neymiş efendim.
Altılı masa İP’siz kaldı.
Eee kaldıysa kaldı.
Dünyanın sonu mu ?
Ya deprem bile bu kadar sansasyon yaratmadı. Bu kadar mı duyarsızız. Bunca insan göçük altında kaldı. Hala çıkarılamayanlar var.
Yazık değil mi bir umutla enkaz başında bekleyen o insanlara.
Saygısızlık değil mi bu?
Cenazesini bile daha almayan bir umut belki cenazemi alırım diye enkaz başında bekleyen insanlara.
Hani yara bizim
Kayıp bizim
Vicdan bizim diyordunuz ya. Galiba hiç biri sizin değil, sadece siyaset sizinmiş meğer. Baksanıza her yanınızı yine siyaset sardı. Ve sanki tetikte bekliyormuşsunuz. Bu hiç şık olmadı. Hatta oturdukları yerden siyasi menfaati için tetikte bekleyenler önce bir kendilerine gelsin. Sonra da zarafet için ayağa kalksın. Çünkü insan güzel bir varlıktır. Dik durmakta her insanın omurgasıdır. Tıpkı depremde annesi ölen çocuğa kraker uzatılan çocuk gibi.
Ne mi yapmış çocuk;
Çocuğa kraker uzatılıyor ama çocuk istemiyor. Neden almıyorsun diye soruyorlar.
Annem hep ihtiyacından fazlasını alma diyordu bana. Bende fazlasını almadım. İhtiyacı olanlarda alsın. Onlarda mutlu olsun diyordu. Çünkü annem hep doğru söylerdi. Dedikten sonra gözleri doldu yavrucağın. Yalnızdı ama kocaman bir yüreği ve temiz bir ahlakı vardı. Kaybedilen annenin ardında bıraktığı kocaman bir yürek. Bizlere öyle dersler veriyordu ki tabi anlayana. Düşünüyorum da acaba doymayan, bozulan ve her şeye sahip olmak isteyenlere kutsal dediğimiz anneleri bunu demediler mi ?
Demişlerdir mutlaka ama;
Ar damarı çatlarsa söz biter
Yüzüne tükür.
Yarabbi şükür der.
Sonuç olarak ülkece deprem sonrasıyız ama aslında umutların başlangıcıyız. Çünkü halk olarak yanan yüreklere su göçüklere hep umut taşıdık. Bundan sonrada iyilikler çoğalan yanımız olsun. Ve yürüyelim hep birlikte iyilikleri yüreklere yaza yaza!
Hatta elinden tutarak bütün çocukların sonsuz bir aşkla.
Kara günlere inat, aydınlık yarınlara omuz omuza.
Bize de ülkece yakışan budur zannımca.