Geçmiş kısaydı

Geçmiş kısaydı

Dünde kısa

Uzun yarınlar için

İnsanlar balık hafızalı olmasa

Binlerce insanı kaybettik

Ülkece boğulduk yasa

Rahat ve huzurlu yaşamak için

Bundan sonra  olmasın hata

Evet, hayat ve özellikle doğa dersini verdi. Şimdi sınava çalışın diyor. Ama hafife alınan gerçeklerin  ağır bedeller ödettiği de inkar etmeden diyor. Ve ilave ediyor. Diyor ki;

Can gövdeye yük

Dünya insana mülk değil diyor.

Nasıl mı ?

Kaç gündür o şatafatlı ve büyük özenle hatta boğazımızdan, sosyal hayatımızdan kıstığımız sırf rahat etmek için aldığımız evimize giremiyoruz. Geçtik onu. Çevremizde gördük ki.

3 milyona satılan daire yıkıldı,

2 milyona istenen Araba kağıt gibi oldu,

Kiraya kat kat zam yapan ev sahibiyle  kiracı aynı ateşte ısındı,

Büyük kar edeyim diye stok yapılan tüm mallar çöp oldu.

Kısacası;

Malda yalan mülkte yalan, var biraz da sen oyalan’ın tecellisini yaşadık. Ama bazıları hala akıllanmamış gibi kader diyor. Tamam kadere inanıyoruz. Fakat kader hayatımızın önceden çizilmiş olması demek değildir. Bu yüzden "ne yapalım, kaderimiz böyle” deyip boyun bükmek cehalet göstergesidir. Yani kader yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Tıpkı Şems-i Tebrizi'nin dediği gibi; Güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir.

Demek ki bu durumda ne hayatının hakimisin,

Ne de hayat karşısında çaresizsin.

Kısacası deprem bir imtihandı. Ama din imtihanı değil, mühendislik imtihanıydı. Yöneticilik ve vicdan imtihanıydı. Ama sınıfta kaldık maalesef.

Sonuç olarak sevgili yetki sahiplerine seslenmek istiyorum. Menfaatleriniz için kullandığınız insanların vebalinde boğulacağınızı asla aklınızdan çıkarmadan bundan sonra bari geçmişten ders alarak geleceğin mimarı olun. Çünkü herkes bir gün mutlaka yaşayacak;

Ya aldığı duaları,

Ya da aldığı ah'ları

Unutmayınız ki;  aç kalmak, alçalmaktan daha hayırlıdır diyor. Bu musibetlerin bir daha insanlığın başına gelmemesini yüce rabbimden diliyorum.