Asr-ı saadette bir delikanlı Efendimiz (SAV) ‘e gelerek kazancı ile geçinemediği hususunda hâlinden şikâyette bulundu.
Asr-ı saadette bir delikanlı Efendimiz (SAV) ‘e gelerek kazancı ile geçinemediği hususunda hâlinden şikâyette bulundu. Geçim sıkıntısı çektiğini ve birçok kişiye borçlandığını, borçlarını zamanında ödeyemediği için çok üzgün olduğunu söyledi. Peygamber Efendimiz bu mesuliyet hisleri ile dolu delikanlıya oturmasını söyledi. Delikanlı oturdu ve Efendimiz’in neler söyleyeceğini dinlemek için beklemeğe başladı. Efendimiz delikanlıya şöyle bir nazar ettikten sonra delikanlıya nerede çalıştığını ne iş yaptığını, yaptığı iş karşılığında ne kadar ücret aldığını sordu.
Delikanlı ise cevaben hurma pazarındaki bir dükkânda 30 dinar aylıkla çalıştığını, ailesinin kalabalık oluşu sebebiyle maaşının kendisine yetmediğini tekrar edip bu hususta ne yapması gerektiğini sormaya geldiğini söyledi. Efendimiz ailesinde kaç kişi olduğunu, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin kimler olduğunu da sordu. Delikanlı: “Ya Rasulallah, bakıma muhtaç anam-babam ve dedem ile ninem benim yanımda. Ayrıca beş de çocuğum var. Bunca nüfusa maaşımla yetişmeye çalışıyorum.” dedi. Allah Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem biraz tefekkür ettikten sonra delikanlıya: “Bundan sonra çalıştığın iş yerinde 25 dinara çalışacaksın!” dedi.
Delikanlı anlayamamıştı. Şaşkın bir şekilde: “Ya Rasulallah 30 dinara çalışıyorum yetmiyor, acaba yanlış mı anlattım?” dedi. Efendimiz, “Olsun! Sen bundan sonra 25 dinara çalış!” diye tembih etti ve delikanlıyı iş yerine gönderdi. Delikanlı mana veremediği bu durum karşısında çok şaşırmıştı. Bu iş nasıl olacaktı? Otuzun yetmediği yerde yirmi beş nasıl yetecekti? Fakat imanında samimiydi. Akıl-sır erdiremese de, nefsinin hoşuna gitmese de nebevî tavsiyeyi derhâl yerine getirecekti. İş yerine gidip durumu iş sahibine anlattı ve bundan böyle iş yerinde 25 dinar aylıkla çalışmaya devam edeceğini söyledi. İş sahibi şaşkınlık içinde kabul etti. Delikanlı 25 dinar aylıkla çalışmaya bir süre devam etti. Ama aldığı maaş yetmiyordu. Gerçi buna da şaşırmıyordu çünkü bundan daha fazlası yetmiyordu ki bu nasıl yetecekti. Delikanlı ikinci kez Allah Rasulü’ne müracaat ederek durumunu arz etti: “Ya Rasulallah buyurduğunuz gibi aynı yerde işime devam ediyorum.
Tavsiye ettiğiniz kadar da maaş alıyorum fakat aldığım ücret beş dinar daha azaldığı için hâliyle yetmedi. Çok sıkıntıdayım.” dedi. Allah Rasulü: Delikanlı, mademki aylığın 30 dinardan, 25’e indiği hâlde yine yetmiyor o hâlde bundan sonra 20 dinar aylığa çalış!” buyurdular. Delikanlı hepten şaşırdı. Hazreti Peygamber ne yapmak, neyi anlatmak istiyordu bir türlü çözemedi. Fakat teslimiyeti elden bırakmadı, mademki Allah Rasulü’ne müracaat etmişti, O’nun tavsiyesini emir bilmeliydi. Alemlere rahmet olan Nebiyy-i Zişan kendisi için de rahmete vesile olacaktı elbet. İşinin başına dönerek çalışmaya başladı. Maaş zamanı 25 dinar olarak verilen maaşının beş dinarını iade etti. İş sahibi ve iş arkadaşları onun bu yaptıklarına hayret ediyorlardı. Delikanlı işine 20 dinar ücretle epey bir zaman devam etti. Bir süre sonra yine Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem’in huzuruna gelerek: “Ya Rasulallah, bu sefer şikâyet etmeye değil teşekkür etmeye geldim.
Çünkü ben tavsiye ettiğiniz gibi 20 dinara çalışmaya başladıktan sonra yavaş yavaş bütün sıkıntılarım bitti. Bütün borçlarımı ödeyip kul hakkından kurtuldum. Yuvamda bir huzur ortamı oluştu. Eşimle, çocuklarımla herhangi bir problemim kalmadı. Gafletle eda ettiğim namazlarımı zevkle kılmaya başladım. İbadetlerim külfet olmaktan çıkıp zevk hâline dönüştü. Annem babam, dedem ninem benim için birer velinimet oldular. “Onlar benim ahiret teminatım” diye düşünüyor ve severek hizmetlerini yapıyorum. Çok şükür her şeyim düzeldi. Allah için infak edebiliyorum.
Malımın zekâtını ve öşrünü seve seve verebiliyorum. Allah Teala bana çok büyük lütuflarda bulunuyor. Bundan dolayı size teşekkür edip elinizi öpmeye ve hem de bu işlerin hikmetini öğrenmeye geldim. 30 dinara çalıştığım zaman yetmeyen maaşım nasıl oldu da 20 dinara indirdiğiniz hâlde yetiyor ve artıyor bu işin hikmeti nedir Ya Rasulallah?” Bunun üzerine Efendimiz şöyle cevap verdiler: “Ey delikanlı, çalıştığın iş yerinden 30 dinar alıyordun fakat 30 dinarlık iş yapmıyordun. Bu sebepten aldığın para helâl olmadığı için Allah Teala parandan bereketi kaldırmıştı. Haram parada bereket olmaz. Şimdi aldığın para emeğinin tam karşılığıdır. Yaptığın işle aldığın para denkleşti. Aldığın para sana helâl oldu. Bu bakımdan Allah Teala parana bereket ihsan eyledi. “Bereket Allah’ın gizli ihsanıdır. Bu iş akılla çözülmez.” Cenabı Hak tüm işverenleri ve işçilerimizi karşılıklı hak ve hukuka riayet edebilenlerden eylesin. Helâl kazanç ile güzel bir hayat sürmeyi hepimize nasip eylesin. Âmin! Helâl az da olsa çok hükmündedir. Haram çok da olsa yok hükmündedir.