Onarılmaz yıkımlarla yürüyoruz geleceğe. Yıkıyoruz, kırıyoruz. Ardımıza bir bakıyoruz ki. Ne geçmiş kalmış, ne gelecek. Zaten. Gelecek unutmaya hazırdır geçmişi. Hele güneş ışığı geliyorsa, geçmişe yazılan teselli mektupları...

Onarılmaz yıkımlarla yürüyoruz geleceğe.

Yıkıyoruz, kırıyoruz.

Ardımıza bir bakıyoruz ki.

Ne geçmiş kalmış, ne gelecek.

Zaten.

Gelecek unutmaya hazırdır geçmişi.

Hele güneş ışığı geliyorsa, geçmişe yazılan teselli mektupları da aynıdır.

"Kaybettiklerimi, yeni kazancımla ödeştiririm! Misali

Hâlbuki İnsanın ölçüsü emek.

Ama insanlar birbirlerini yemekten, maalesef emeklerinin değerini de talan ediyorlar.

Kutsallığını da. Bu yüzden Lidyalılar, parayı bulacağına insanlığı bulsaydı keşke.

Eğer her şeyden önce para insan hayatından daha çok değer buluyorsa.

İnsanlığın ölçüsü paradır artık.

Hayatın öznesi paralandığı içindir ki.

Ölen insanlık da kapanmayan yaradır artık.

Unutmamalıyız ki !

Hayat herkesten hakkını ister.

Bizim hayattan istediğimiz gibi.

Kim alacaklı, kim borçlu acaba?

İsyan ettiğimiz kader mi?

Kaderini yolundan çevirenler mi?

Şaşkınız çünkü;

Şeytan arabalarına binip, giden zamanın arkasından bakarken...

Asla dönmeyecek yolcuları bekliyoruz .

Üstelik...

Kaybettiklerimizi bir daha kazanamayacağımızı bildiğimiz halde.

Unutulmaması gereken ana düşünce !

Pahalı da olsa, ucuz da olsa, etiketi olan insanın hiçbir değeri yoktur. İçinden insanlık namına bir belirti yoksa !