2011 Yılından beridir devam eden Suriye iç savaşı nedeniyle, 400 bin sivil bombardımanlardan, 90 bin tutuklu işkencelerden ıstırap içinde can verdi.

Denizlerde boğularak can verenler, çadırlarda donarak can verenler.

Cezaevlerinde akıl almaz işkencelerle can verenler.

Acı dolu onlarca yıl!

Anlatmak ile bitmez.

Suriye halkı özgürlüğe kavuşmanın sevincini yaşayamadan, İslam düşmanı ülkeler hemen devreye girdi ve her zaman yaptıkları gibi yıkım ve kaosa başvurdular.

ABD ve İsrail savaş uçakları birkaç gün içinde yüzlerce yeri bombaladı.

İsrail askerleri Golan Tepelerini işgal etti ve Suriye içlerine doğru ilerliyor.

Mültecilerin yaşadığı Türkiye, Lübnan, Ürdün ve Irak gibi komşu ülkelerden yola çıkıp ülkelerine gitmek üzereyken, bu bombardımanlar yüzünden, mülteciler şimdilik beklemeyi tercih ediyorlar.

Şu oyuna baksanıza!

Sırf mülteciler ülkelerine dönmesinler, bölgede tansiyon düşmesin, bölgeye yeni bir kaos fırtınası gelsin diye ABD ve yavrusu İsrail nasılda acınası bir oyun içine girmişler.

Velhasıl Şam düştü ama tansiyon düşmedi.

Suriye’deki Devrimci Muhaliflerden, Arap, Kürt, Türkmen, Sünni, Şii, Alevi, Dürzi, Nusayri vesaire gibi ayırım, kayırım yapmadan, kimseleri dışlamadan, güzel bir sistem kurmaları kendi faydalarınadır.

Etrafta leş kargaları gibi bekleyen zalim devletler cirit atarken, tüm dünyada kan dökmekten doymayan emperyalistler, yeni kaoslar için fırsat gözlerken, bu tehlikeli dönemde sabırla ve akılla hareket edilmelidir.

Suriyeliler için çok büyük bir kazanım olan bu fırsatı, çok iyi değerlendirmeli, savaşlarla büyümüş çocuklarımız için bölgeye barış, huzur, istikrar hâkim olmalı ve bu şans iyi değerlendirilmelidir.