Sırası değil deyip sustuğun her konu, aklın dikenli tellerine takılan duygu kırıntılarıdır diyor ve bugünkü köşe yazıma başlıyorum. Yazarken de sadece şahit olduklarımı kaleme alıyorum. Bunu yaparken de amacımın ne veliye dil uzatmak ne de deliye taş atmak olmadığını bilmenizi istiyor. Sadece dilimin döndüğünce aklımın yettiğince bir şeyler karalamaya çalışıyorum.

Tarih 18 Mayıs 2024 Urfadosk’un önderliğinde 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı etkinliği çerçevesinde  Büyükşehir Belediyesi, Gençlik Spor İl Müdürlüğü ve Milli Parklar Müdürlüğü tarafından organize edilen “ Türkiye’nin Gücü Gençliğidir” doğa yürüyüşü için yaklaşık yüz kişilik bir grupla yola çıktık. Güzergah olarak Tektek dağlarından başlayıp Karahan Tepede bitecek yaklaşık on km’lik bir parkur seçilmişti. Hava sıcaklığının mevsim normallerinin çok üzerinde olması zaten katılımcıları ziyadesiyle etkiliyorken birden bir ses;

Biraz bekleyin yetkililer gelecek.

Bekle ki gelsin yetkililer. Gölge yok güneşin altında çaresiz bekledik. Yaklaşık 45 dakika sonra geldi spor elbiseli yetkilimiz. Tabi onlardan on dakika önce gelen avadanlıkları sıcakta kayganlaşacak derece büyük bir yağcılık örneği göstererek karşıladılar. Sonradan öğrendim ki gelen zat Daire Başkanıymış. Hemen afişler çıkartılıp fotoğraflar çekildi. Sonra Gençlik Spor İl Müdürlüğü elemanları geldi. Onlarda dağılmayın fotoğraf çekimi yapalım diye uyarı ve rica arası bir talepte bulundular. Hadi oraya kadar gelmişken onları da sıcak altında kırmadık. İstedikleri pozları verdik. Tabi her pozunu alan resmi kurum arabasına binip gidiyor. Karahan tepede sizi bekliyor olacağız demeyi de ihmal etmiyorlar. Yetmedi sanki bizi onore eder edasında orada dronlarla çekim yapacaklarını söyleyip yanımızdan ayrılıyorlar.

Bitmedi!

Asıl olması gereken ve start yeri olarak seçilen Tektek Dağlarındaki Milli Parklar Müdürlüğünden kimse  ortada yok. Sözde katılımcılar orada sıcak havada su ve WC ihtiyaçlarını giderip yürüyüşe başlayacaklardı. Ama ortada onlardan ne gelen ne de giden vardı. Çaresiz katılımcılar o sıcak havada ihtiyaçlarını gideremeden yürüyüşe başladılar. Aradan 15 dakika geçiyordu ki 2 tane resmi pikap ve içinden yaklaşık 10 kişilik bir grup resmi elbiseler ile yolumuza çıktılar. Ellerinde bir afişle yolda tuttular bizi.

Ne için biliyor musunuz?

Resim çekmek için.

İtiraz edenler olsa da Urfadosk başkanının ricası üzerine ona da poz verdik. Onlarda istedikleri pozu aldıktan sonra yollarına devam ettiler. Tabi aynı resmi kurum elemanları 4 saat sonra sıcakta 10 km  yürümüş insanları serin arabalarının içinde yaptıkları yolculuklar sonucu hazır ve dinlenmiş bir vaziyette karşıladılar. Yine o sıcakta bir fotoğraf çekme telaşı başladı. Her zaman olduğu gibi istediklerini de aldılar ve gittiler. Katılımcılarda bir süre orada soluklandıktan sonra orada kendilerini bekleyen servislerine binip şehrin merkezine döndüler.

Sonuç olarak devlet kurumları ve yerel yönetimlerin bu etkinliği sırf yaptılar demek için  bunca masraf yaparak bir resim uğruna bu kadar israf yapıyorlarsa  diğer devlet işlerindeki israf ve liyakatsızlığı varın siz düşünün.

Tamam!

Herkes görüntüde işini iyi yapıyor görünüyor. Ama dibi boş. Olanda haliyle saf millete oluyor. Boşuna “Borç varsa milletin. Para varsa siyasetin ve onların uzantılarınındır”denilmemiştir.  Saygılarımla