Mezopotamya'nın, asi ve onurlu çocuğuyum,
Ezilenlerin kardeşi, yetimlerin babasıyım
Her sabah bir lokma ekmek uğruna yola düşen işçilerin, emekçilerin ve
Gelincik çiçeklerinden önce solan çocukların adıyım ben
Severek, Siverek diyerek başlarım güne
Bin yıllara sığmayan tarihim,
Bilginlerin, şairlerin dünyasında saygın bir yerim, dillerde türküyüm ben
Dağlarından esen nergis, rüşvat, yarpuz kokusu arasında
Bir şarkının en güzel yanıdır kınalı kekliklerin ötüşü ovalarımda
Hayat bulur bende göçmen kuşları,
Dört yaşında esmer bir kız çocuğu avuçlarında su taşır kumrulara
Okunan her kitabın sayfasında, ilime doğru adım atıyor çocuklarım
Bu kız, bu oğlan, demeden doluyor sınıflara çocuklar
Yol çetin olsa da, aman vermese geçitler, inadına çocuklar emin adımlarla yürüyor İyiye güzele doğruya,
Her çocuk ezbere bilir barışın, sevginin ve kardeşliğin şarkısını,
Çocuklar artık kırmızıyı gül renginde biliyor, insan teninde değil.
İlim ve Bilimin ışığında, çocuklarım karanlıkları dele dele,
Atıyorlar köhnelikten yana ne varsa atıyorlar tarihin çöplüğüne
Kan davası, berdel, töre cinayeti ve tüm kötülüklerin suratına tükürüyor çocuklarım.
Bilgin çocuklarım Tükürürken, zulmün ve zorbalığın suratına
Tarihin yeni sayfalarına yaprak ekleyerek
Alın terlerini mürekkep, parmaklarını kalem yapıp geçiyorlar aydınlık yoldan
Tarihin onurlu yanıdır kentimin bilge çocukları
Hayat yeniden şekillenip, şevkleniyor çocuklarımın namuslu avuçlarında
Su içer iki nazlı güvercin Hacı pınar çeşmesinden,
Bu Çeşmeden su içen her canlının dilinde Ermeni taş ustası Yani ustaya okunur rahmet
Yuvasız kuşlara yuva olur hacı pınarın taş sütunları, Yusuf tutan (kumrular) hechecıklar (kırlangıçlar) gölgesinde serinlenir hacı pınarda
Eli kınalı gelinler, yavuklusunu çeşme başında bekleyen genç kızlar su doldurur Nigar düzünden.
Ben Siverek'im heybetliyim elbet
Heybetim, Allah'ın canlılarına değil
Heybetim haksızlığa, zorbalığa ve zalimedir
Heybetlidir tarihin abidesi kalemin burçları.
Bir yanım yanmış kül olmuş Karacadağ
Bir yanım Tanrının gazabına uğramış Nemrut kalesi
Ben bir başak misali güneşi selamlarım her şafak vakti
Güneşin en parlak ışınlarıyla gök mavi ile beyaz'a döner
Hayat bulur bende cümle canlı, toprakta filizlenen mercimek, buğday, arpa ve pirinçle
Güneşin doğuşu ve batışı bende anlam bulur.
Ben Siverek'im, canı teninden almak yakışmaz bana
Ben yiğitliğin diyarı şairlerin, yazarların, ilham bulduğu pınarım
Kelimeler uzadıkça uzar dilimde, iyide anlatmasam kendimi size
Kısaca özetlersek adımı
Ben Siverek'im Her sabah yeniden can veririm tüm canlılara ben Severek Siverek diyenlerdenim
BEN SİVEREK'İM…
Şükrü Dolaş
Yorumlar