Bir Diyarbakır akşamında;

Bir Diyarbakır akşamında;
Ne su, ne ekmek nede şarap derdindeyim!..
Cahit Sıtkı’nı deyimiyle sadece memleket istedim.
Rengi Yeşil adı; kardeşlik olsun
Derdimi Dinleyecek biri bulamayınca
Bende büyüklerin dediği gibi
Ağaca, geceye döktüm içimi
Dışarı da derin bir sessizlik...
İçimde...
Roma arenasında haykıran Spartaküs,
Gandi’nin çıplak ayaklı yürüyüşçüleri...
Sıktım dişlerimi, kapattım kulaklarımı çakallara
İçimde ki öfkeyi!..
Mevlana’nın Şemse olan sevgisine adadım
Sevgiyle, gururla bakmalıyım dünyaya
Benden öncekilerin baktığı gibi...
Ben anlattım
Ağaç yapraklarını döktü, geceye, ben gözyaşlarını
Sonra uzaktaki yıldıza fısıldadım.
Korkularım yaşamıma dair değil
Ben, gece ve ağaç ..
Kendisini yitirmiş
İnsanlığa ağladık...