Evet lütfen yeter diyorum.
Evet lütfen yeter diyorum.
İnsan olmak yada insan olmanın vecibelerini yerine getirmek için bu kadar zor olmamalı.
Belki insanlık tarihinde eşi benzeri görülmemiş kin güdecek düşmanlıklar üretilirken, yalan ve iftira tüketiminde tarihin en bereketli yılları yaşanıyor maalesef.
Öyle ki;
-Birbirimizin haklarına sarkıntılık etmeye.
-İftira atmaya
-İnsani duyguların çürütülmesine.
-Küfür kıyametin büyütülmesine.
-Düşmanlığa, sonu alınamayan nefrete.
-Bel altından vurmaya
-Alçalan insanlığa, yükselen alçaklığa.
Yani ayıp olan şeyler ayıp değil artık.
Bakıyorsun ;
-Allah yalanı ve iftirayı reddeder, ama insancıklar sever oldu artık.
Bakıyorsun;
-Yalanın görkemli gücü, doğruluğun kederli yüzünü bile örtüyor. Ama insancıklar yalan söylemekte yarışır duruma geldiler.
Bakıyorsun;
-Kul hakkı deniliyor. Ama dibini sıyıracak şekilde kula hak falan bırakılmıyor.
Bakıyorsun;
-Hak hukuk adalet deniliyor. Ama hak hukuk adalet namına bir şey kalmamış sadece kağıt üstünde.
Bakıyorsun;
-Komşusu açken tok yatan bizden değildir deniliyor. Ama komşu ekmek yüzü görmesin diye her türlü ekmeğini sömürüyoruz.
Bakıyorsun;
-Merhamet deniliyor. İnsanlar bir birine merhameti geçin, bir birinin evini başına yıkıyor. Ve sokaklarda çöp bidonlarının içinde insanlar ekmek kırıntısı arıyor ve ekmeğe muhtaç bırakılıyor. Üstelik herkesin gözü önünde.
Ve işin kötü tarafı alışıyoruz bu tür ahlaki yapıya.
Ayrıca artık doğruluğun hamalı olmak; yük bindiriyor gerçekten insan kalabilene
Belki de bundan böyle, asla sahip olamayacağız, geçmişteki o görkemli saygıya ve insanlığa.
Çünkü yalanı ve iftirayı onaylayan bir ortam var artık
Allah'tan başka da güvenecek kimse kalmadı maalesef
Öyle bir ortam oluştu ki; insanlar birbirinin tenine, cebine, kariyerine, servetine bakmaktan; Yüzüne ve kalbine bakmaya fırsat bulamayan çıkarcı, mutsuz bir topluma geçiş yaşanmakta Öyle bir duruma gelinmiş ki;
Beden bütün çıplaklığı ile kadın erkek fark etmeksizin maddeye, makama ve menfaate teslim olmuşken, kalbin perdelerinin hala kapalı oluşu da riyakarlığın, değerlerin yok oluşunun ve insanları bir birlerine ihanetinin gizlenmesindendir.
Kısacası; Rol yap kendini kurtar mantığı.
Sebep; yaranma, madde, riya , iftira ve heves.
Sonuç; Yitip giden insanlık.
Peki sana demezler mi kendin olmayı niye düşünmüyorsun. Yada kendin olmaktan niye bu kadar korkuyorsun. Veya insan olmak bu kadar mı zor.
Biz yine de umudumuzu saklı tutarak tıpkı şairin dediği gibi;
Keşke hep çocuk kalsaydık da,
En büyük yaramız dizimizdeki yara olsaydı.
Belki o zaman dünya kirlenmezdi. Kalpler bu kadar bozulmazdı ve dünya yaşanacak yer olmaktan çıkmazdı. Sağlıklı günler temennisiyle…