Dert adamı söyletir derler. Bu yüzden bende yazıyorum. Yazarken de amacım ne veliye dil uzatmak ne de deliyi taşlamaktır.
Dert adamı söyletir derler. Bu yüzden bende yazıyorum. Yazarken de amacım ne veliye dil uzatmak ne de deliyi taşlamaktır. İnsani olarak az da olsa okuyucularımıza dilimizin döndüğünce aklımızın yettiğince kendimizce bir şeyler yazma çabası içerisindeyim. Şunu da iyi biliyorum ki bu yazdıklarım imzasız dilekçe hükmündedir. Ama bir umut işte.
Kim bilir !
Bakarsınız kuş taşa denk gelir.
Yoksulluğun sol yanına tutunan hayat emekçilerini
Yedi bitirdi zamanın embesileri
Alın teri meydanında ezilen proleterleri
Takmadı gitti zamanın embesileri
Bazı embesilerin üzerini arasalar insanlık namına zerre kadar bir şey bulamazlar!
Dikkatli bakarsanız utanacak yüz bulamazsanız. İpini sahibine teslim eden kuklalar ve insanlığın bitmesine yataklık eden zürriyetler bunlar. Kısacası masum insanların hayatı adaletsiz bu embeslerin iki dudağı arasında.
Çünkü hünerli elleri, zulümde, yağmada, bebekleri boğmada ve hırsızlıkta en bereketli ve rahat dönemini yaşar oldu. Para baronları ve ağababaların borazanlığına soyunan öyle çok ki bu sistemde. Bunların hem kara para kasaları hem de hayatları harika bir şekilde dizayn ediliyor. Bu yüzden ekmeğe de emeğe de zerre saygı yok. Çünkü kolay kazanmak revaçta. Dürüstlük, namus ve şeref eski moda. Zaten onlarda ziyadesiyle var(!). O yüzden onlardan sıra gelmez garibanlara.
Allahtan korkma kuldan utanma derseniz?
Tedavülden kalkalı çok oldu. Kısacası insanlık kayıp. Ara ki bulasın.
Kanun derseniz?
Etiketli adamların kanunla adaletle işi yok. Hepsi onlara göre dizayn edilmiş zaten. Yasalar sadece garibanlara uygulanıyor. Ve toplumda kendilerine dokunmayan yılanları beslemek zorunda maalesef
Toplum derseniz kabullenmiş durumda.
Denizlere atılan iyiliğin hikayelerini anlatmaya da gerek kalmadı artık. Yani denize at balık bilmese halik bilir sözü artık lafta.
Kısacası bırakmadılar toplumun yüreğinin gönderinde insan sevgisi.
Allah sonumuzu Hayr etsin. Sığındığımız tek liman bu!