Amin Maalouf, Ortadoğu insanını şöyle tanımlar;

Amin Maalouf, Ortadoğu insanını şöyle tanımlar;

"Her şeye üzülen, ama hiçbir şeyle ilgilenmeyen insanlar" diye

Nasıl tanıdık geldi mi.!?

Evet

Maalesef

Yani bizler

Bakın ekmekten çok kurşunun üretildiği dünyada yaşanıyor. Ölenlerin sayısı sadece istatistik tutulurken bazıları için değerlidir. Bunu bile sorsan  haberleri yok. Aslında vardır haberleri. Ama körü körüne sevdalılar güce. Bu yüzden çocuklarına olanları bile görecek halleri yoktur bunların. Sonrada çıkıp İnsanlık öldü diyorlar.

Buyurun cenaze namazına

Hakkı olan insan ölür ama insanlık ölmesin.

Garip olan ise..

İnsanlık yapmadan "İyi bilirdik " denmesi.

Ve her türlü haksızlığa duyarsız kalınması.

Gel de yanma.

Düşünsenize coğrafyanın her anı bir dizi ölüm ya da umutsuzlukla taşıyor. Artık can çekişilmeyen sabah, hapislik çekilmeyen akşam, korkunç katliamların yapılmadığı bir öğle vakti yoktur. Dünyayı yaşanılacak yer olmaktan çıkaran ve dar edenlere sessiz kalıp  hala insan diyoruz.

Peki insansa bunlar.

Bu mazlumlar kim peki ya da nedir. 

Aslında yazıklar olsun  demekten başka da bir şey kalmıyor geriye.

Sadece onlara mı yazıklar olsun.

Tabiki hayır

Bir yazıklar olsun da  sessiz kalıp izleyenlere.

Ve en korkuncu herkesin içindeki davalar düşmüş. İpini sahibine uzatan kukla rolleri öylesine benimsenmiş ki, daha fazlasını istiyorlar galiba. Ya da korkudan tepkilerini koyamıyorlar. Hadi  korktun .

Rahatım bozulmasın dedin. Sesini de çıkarmadın ve  öldün diyelim.

Altın tabutla gömülsen ne yazar.

Bunun hesabı öbür dünyada sorulmayacak mı sanıyorsun.

Bunu da bilmene rağmen. O zaman üç maymunu oynamak niye. Üzülüyormuş gibi yapmak da nerden çıktı. Hatta zalimlerden bu mazlumları sınırlarından içeri almalarını bile ellerinizi açmış fark ettirmeden bekliyorsunuz.

Peki nasıl olacak o.

Adamlar o kadar mı akılsız.

Sen bu kadar pasif ve her şeye göz yumuyorken.

Kim öldürdüğünün çocuklarını evine alır.

Hiç kimse.

Çünkü bilir ki yarın büyüseler ve kendilerine gelseler intikamlarını alırlar. Bu yüzden boşuna merhamet edip onlara kapılarını açmalarını beklemeyin.

Aslında  yazılacak daha çok şey var ama biliyorum ki okumayacak, bakmayacak ve bunları yazmak veya düşünmek sana mı kaldı diyeceksiniz.

İstediğinizi dersiniz. Hiç sorun değil. Ama bu olanlardan sonra bakmayacağımız ne çok yüz, anmayacağımız ne çok ad ve inanmayacağımız o kadar çok yalan var ki !

Neyse…

Belki siz bilmezsiniz üç maymunu oynayanlar. Aslında hayat, yeryüzüne kısa süreli bir bakıştan ibarettir; zaferleri değil, pasifçe yaşayıp etliye sütlüye karışmayıp olanlara üç maymunu oynayarak değil,  sadece sevgiyi yaşayabildiğimiz, duyarlı davranabildiğimiz ve yardımcı olabildiğimiz her an bu kısacık süreye anlam katabilir. Sadece bu. Yoksa pirede yaşıyor bu dünyada sizde üç maymunu oynayanlar. Bilmem anlatabildim mi ?