Hayat kısa, Hiçbir işte ustalaşamayacak kadar kısa. İşte bu yüzden kaç yıl yaşarsan yaşa hepimiz hayatta acemi gibiyiz. Bu acemilik içinde de her şeyin farkında olmamıza rağmen gün gittikçe sadece değerlerimizi kaybediyoruz. Üstelik geri...
Hayat kısa,
Hiçbir işte ustalaşamayacak kadar kısa. İşte bu yüzden kaç yıl yaşarsan yaşa hepimiz hayatta acemi gibiyiz. Bu acemilik içinde de her şeyin farkında olmamıza rağmen gün gittikçe sadece değerlerimizi kaybediyoruz. Üstelik geri getirmeye de gücümüz yok giden değerlerimizi, zamanı ve anıları. Ama kimin umurunda. Hayatın ölümle imzaladığı anlaşmayı bugüne kadar hiçbir canlının bozamadığını unutmuşlar sanki. Hatta ortalık hiç ölmeyecekmiş gibi dolaşan insanlardan geçilmiyor artık.
Onlar için Para, makam ve itibar
Şerefli yapan bunlar. Bu kadar para, makam ve itibar kazanma isteğinin, birçok şeyi yok edeceğini unutmuş gibiler. Neyi mi yok ediyor. Başta insanlık sonra aile en sonunda öz değerler diye bir şey kalmıyor. Ve görüyorum ki bu dönemde o koltuğa rezervasyon yaptıranlarda patlama yaşanıyor ne yazık ki!
Bundan sonra denilebilecek tek şey: ne günlere kaldık.
Yazık…
Gerçekten çok yazık.
Oysa bir çocuk oyunuydu hayat;
Güneş her ebelediğinde oyuna baştan başlayan.
Ama nerde….
Oysa yaşamak ne güzel mucize
Haykırmak bir çocuğun ağzından
Bir kadının gözlerinde susmak
Bir adamın omuzlarında onurlu durmak
Sevmek ne güzel
Uzatmak elini düşen birine
Selam vermek mazlumlara
Yüzünü güneşe dönmek
Ne güzel aşık olmak
Avuç içlerinde büyütmek sevdayı
Dalında sevmek çiçekleri
Ne güzel şey insan olmak, İnsanca yaşamak
Dudaklarında muzip bir tebessümle koşmak yüreğinin patikalarından
Adam sende diyebilmek
Bir şarkıda kaybolup başka yüreklerde bulmak kendini
Sevmek, Sevilmek ne güzel
Sonuç olarak bunların farkında olabilmek önemlidir. Zaten bu dünyada şeytanın yanındaki koltuk her zaman boştur. Dileyen oturabilir. Ama zarafetin adına kendi üzerine düşeni yapmayanların insanlıktan söz etmeye haklarının yoktur. Böyle biline.